Arjantin merkezli Resumen Latinoamericano’da “Türkiye-İsrail Gerilimi ve Bölgede Yükselen Askeri Güç Dengesi” başlıklı makale yayımlandı. Türkiye ile İsrail arasında son dönemde artan gerilimin, Orta Doğu ve Akdeniz bölgesindeki diplomatik ve askeri dengeleri etkileyen önemli bir unsur haline geldiği belirtilen makalede, “Düşünce kurulularının raporları ve uluslararası haber kaynakları, bölgedeki çatışma ihtimalinin tartışılmasına neden olan olaylara işaret ediyor. Filistin direniş hareketi Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki sürpriz saldırısı, Türkiye ile İsrail arasındaki gerilimin artmasına katkıda bulundu. Bu olayın ardından İsrail’in Gazze Şeridi’ni işgal etmesi ve şiddetli çatışmalara sahne olan bu süreç, Türkiye tarafından sert tepkilerle karşılandı. Türkiye, Gazze operasyonları nedeniyle İsrail’i kınayarak Uluslararası Adalet Divanı’nda Siyonist yapıya karşı dava açma sürecine katıldı ve ticari ilişkileri askıya aldı. Ankara, İsrail’in muhtemel bir Lübnan işgaline karşı doğrudan müdahale edeceği uyarısında bulundu. Bu gerilim sırasında, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye destekli Suriye Ulusal Ordusu, Türkiye’nin terör örgütü olarak tanıdığı SDG’ye yönelik operasyonlarını sürdürdü. Aynı zamanda Hayat Tahrir el Şam liderliğindeki isyancı gruplar, Esad rejiminin çökmesiyle Suriye’de geçiş hükümetini kurarak Türkiye ile ilişkileri normalleştirme sürecine girdi.” denildi.
- Askeri Güç ve Savunma Sanayiindeki Atılımlar
Milli Savunma Bakanlığının toplam 31 savaş gemisinin eşzamanlı olarak İstanbul ve Gölcük tersanelerinde inşa edildiğini açıkladığı aktarılan makalede, “Bu gemiler arasında TF-2000 hava savunma destroyeri ve milli uçak gemisi Mugem gibi projeler bulunuyor. İnşaatı devam eden projeler kapsamında, modern denizaltılar, çıkarma tankı gemileri ve hızlı saldırı gemileri de yer alıyor. Middle East Eye’a göre bu projelerin maliyeti 8 milyar dolardan fazla olabilir ve Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası deniz gücünü dayatma stratejisine işaret ediyor. Türkiye’nin bu atılımları, savunma sanayiinde yüz yıllık ambargoları aşma ve bölgesel gücünü pekiştirme amacı güdüyor. Türkiye ve İsrail arasındaki gerilim devam ederken, iki ülke arasındaki enerji ve lojistik ilişkileri sürmektedir. Azerbaycan’dan gelen ham petrol sevkiyatlarının Türkiye üzerinden İsrail’e ulaşması ve İsrail Ovda havaalanına Türk hava sahasını kullanarak ulaşan Azerbaycan uçakları, stratejik çıkarların öncelikli olduğunu göstermektedir. Düzelen arabuluculuk mekanizmaları ve gerilim azaltma hattı gibi önlemler, taraflar arasındaki çatışma ihtimalini azaltabilir. Bölgedeki karmaşaya rağmen, uluslararası diplomasi aracılığıyla kalıcı barış ve istikrarı sağlamak her iki hükümetin çıkarına olabilir.” ifadelerine yer verildi.