Bir Dünya Hayal Edin
“Bir dünya hayal edin. Bu dünyada paranın bize en hizmet edene gittiğini hayal edin. Paranın bilim insanlarına, sanatçılara, öğretmenlere, itfaiyecilere, uykunuzu koruyan polislere falan gittiğini hayal edin. Paranın aç çocuklara, ticari olmayan sağlık hizmetlerine gittiğini hayal edin… Böyle bir dünya kurmak mümkün” (“Tanrı ile Sohbet” filminden alıntı)
Bence böyle bir dünya kurmak, yani paranın akışını kural ve kanunlarla sevdiğimiz ve değer verdiğimiz insanların cebine doğru çevirmek olası olsa bile doğru olmaz. Ancak bir yaşam kültürü olarak benimsendiğinde etkisi büyük olacak basit bir şey var: Parayı yüceltmekten vazgeçmek… Hatta bir tür “parayı küçümseme” tavrı takınmak. Yani yaşamın temel ihtiyaçlarını satın alma dışında paranın pek de bir işe yaramadığı bilinciyle yaşamak.
Lafın özü paranın akış özgürlüğünü denetim altına almalıyız. Paranın özgür akış gerçekliği bizim tüketim ve sahip olma hırsımıza uygun gider. Bu bağlamda eğer biz gereksiz tüketim ve insani değer üretmeyen sahip olma hırsımıza yaşam kültürü baskısıyla ve yasal zorlama unsurlarıyla gem vurabilirsek, para da ister istemez insanlık değeri üreten sistem ve insanlara akacaktır. Önce paranın değeri için seçim yapmalıyız: Paranın değerini insanlık üstü saymayan bir yaşam kültürü üretmeliyiz.
Aslında para bizim değer vermediğimiz bir şeye gitmez. Eğer biz huzurlu ve mutlu insan toplumu olarak yaşamaya değer veriyorsak paramız da bunu sürekli kılacak amaç, araç ve gereçlere harcanacaktır. Örneğin, huzurlu ve mutlu toplum gereği savunma harcamalarını saldırı eylemine geçip israf etmeyiz. Örneğin, üç kuruş fazla kâr uğruna doğayı zehirleyip benden sonrası tufan demeyiz.
Kuracağımız dünya bizim değerlerimizden başka bir şey değildir. Biz her şeyden önce, en büyük ve pahalıyı, en lüks olanı satın alabildiği için insanın özlük değerinde bir artış olmadığını bilincimize dank ettirmeliyiz…
Muharrem Soyek