Bağış – Sadaka – Zekat – Yardım
Aslında bunların hepsi kendi özelindeki koşullarla farklılaşmakta. Bağış yapmak genelde kurumsal yardım örgütlerine maddi yardım işidir. Gene de bazı özel durumlarda bağış yoluyla kişiden kişiye mülkiyet geçişleri yapılmaktadır.
Sadaka, düşkün gördüğün herkese gönlünden ne koparsa odur. Hatta hayvan ve bitkilere yaptığın yardım bile sadakadır. Sadakanın özelliği bireysel sunu oluşudur; kurumlara sadaka verilmez. Zekâtsa ibadettir. Kendine yeter olan malından ve parandan kırkta bir kesip senden daha yoksul olana aktarma işidir. Ayrıca yardım kurumlarına da verilebilir. Herkesin kendi yoksulunu bulması durumunda zekât da çarçur olur kanısındayım.
Bağış, sadaka ve zekât kesin biçimde maddi paylaşım işidir. Yardımsa hem maddi hem manevi paylaşımla olabiliyor. Hayırlı bir işi açık övgüyle desteklemek bile yardımdır. Akıl vermek de yardımdır amma genelde ‘Akıl bende de var, sen paradan haber ver!’ denilerek geri çevrilir. Bize bir çıkar getirmediği hâlde birinin işini kolaylaştırmak, yaptığı işin bir ucundan tutmak da yardımdır. Maddi bir karşılık beklemeden verilen her şey yardım sayılır. Kâr gözetmeden belli bir süreliğine verilen ödünç şeyler de yardımdır.
Bağış ve yardım yapmanın felsefesiyse bende basittir. Tek başıma dünya nimetlerinin tadını çıkarıp öylece ölebilirim amma tek başıma insan uygarlığını daha iyi ve güzel edemem. Bağış ve yardım işleri anca benlik üstü bir amaca hizmet aşkıyla mana özüne uygun yapılabilir. Ölümünden sonra ardında kalan dünyayı ya da öldükten sonra göçeceği olası dünyayı umursamayan birisi bağış yapıyor, sadaka ve zekât veriyorsa büyük olasılıkla daha büyük bir kazanç peşindedir.
Sadaka da zor iştir. Kimin sadakalık olduğunu bilmek zordur. Sırf ‘Allah rızası için!’ diyerek dileniyor diye dilenciye verilen şeyin gerçekten sadaka olduğunu kim bilebilir? Belki de yaramaz bir örgüte bu yolla para toplanıyordur. Belki de oldukça zengindir bile. Bağış ve yardım işi bana en uygunu. Hele de yardım işi… elimden gelen her neyse yardım isteyenden esirgemem. Yardıma muhtaç gördüğüme de nazikçe yardım teklif ederim.
Anlayacağınız, bu bağış ve yardım işi gelir yüksekliği koşuluna bağlı işler değildir. Gönül yüksekliğine bağlıdır. Dünyayı ve insan uygarlığının geleceğini umutlandırmaktan keyif alma işidir. Bağış da kolay, yardım da; gönülden ne koparsa. Gene de yapmamız gereken çok önemli bir şey var ki, “Nereye yardım, zekât ve bağış?” sorusuna vicdanımızı ve yaşam felsefemizi aldatmayacak dürüstlükte yanıt vermiş olmalıyız.



