
CHP Karabük Milletvekili ve Plan Bütçe Komisyonu Üyesi Cevdet Akay, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Temmuz 2018’de, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildiği tarihte Hazine’nin borç stoğunun 1 trilyon lira olduğunu, bugün bu rakamın 5,8 trilyon lirayı aştığını ifade eden Akay, “Bütçe açığındaki büyüme 2018 yılından itibaren daha da belirgin hale gelmiştir. Bundan kısa bir süre önce temmuz ayında Meclis’te ek bütçeyi görüştük. Burada da Cumhurbaşkanına eski yetkilerine göre net borçlanma miktarı olarak 3 kata kadar borçlanma yetkisi verildi. Bu da 2 trilyon 160 milyar TL’lik bir rakama tekabül ediyor. Bu rakam gerçekten bütçe büyüklüğünün yüzde 48’ine tekabül eden bir rakam. Resmen ikinci bir bütçe. Merkezi Yönetim Borç Stoku Ocak 2018- Ağustos 2023 döneminde 4,9 trilyon lira artarak; 892,7 milyar liradan 5,8 trilyon liraya çıkmıştır. Yani yüzde 650 oranında, 6 buçuk kat artış meydana gelmiştir. Bu durum, mali disiplinden uzaklaşmanın ve kötü borç yönetiminin bir sonucudur. Borçlanma her devletin başvurduğu bütçe kanunda bir uygulama. Borçlanmayı verimli bir şekilde kullanmanız lazım. Aldığınız borcu, faizleri, anaparayı ödeyip net borçlanma hasılatı yaratmazsanız; üretim, istihdam, ihracatı artırıcı bir şekilde kullanmazsanız ülke ekonomisini darboğaza sokarsınız.” dedi.
“Haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı”
“Milletimizin sırtına yüklenen bu ağır külfetin ekonomimizi çıkmaza sürükleyeceğini, tamir edilemez hasarlar meydana getireceğini 2021 yılından bu yana yüksek sesle ifade ediyor, iktidarı ve ekonomi yönetimini uyarıyorduk” diyen Akay, şunları kaydetti.
“Geldiğimiz son nokta, haklılığımızı maalesef bir kez daha ortaya çıkardı. İktidar dolambaçlı yollarla, büyük riskler alarak hatalı uygulamalarını bankaların sırtına yüklemeye çalışıyor. Fakat, bu yöntemin sürdürülebilir olmadığı bir gerçektir. İktidar her yanlışını başka bir yanlışla örttüğü sürece ekonominin beli doğrulamaz. ‘Zenginin malı züğürdün çenesini yorar.’ diye bir atasözümüz var. AK Parti bu atasözünü tadil ederek ‘Zengini zengin yaptık, vatandaşın belini kırdık.’ şeklinde tadil etti, halkımızın üstünde de bizzat denedi.”
Merkez Bankası bilançosu verilerine bakıldığında KKM’nin devlete zararının toplam 565 milyar lira olduğunu vurgulayan Akay, “KKM için bugüne kadar ödediğimiz tutar ise tamı tamına 717 milyar liradır. Nurettin Nebati her konuda olduğu gibi bu konuda halkımızı aldatmıştır. Sayın Nebati hani devletin kasasından bir kuruş para çıkmayacaktı? Çıkan bu para sizin kasanızdan mı çıktı? İktidar; çaresizlerin parası işsizlik maaşındaki damga vergisinden, ateşe verdiği mutfağın mutfak tüpündeki ÖTV’den, açlığa mahkûm ettiği beşikteki bebeklerin bezindeki KDV’den, kısacası vatandaşa hizmet için toplanan vergileri zenginlere dağıtmıştır. Merkez Bankası zorunlu karşılık uygulamasında da değişiklik yaptı. Ne yaptı: döviz mevduatına uygulanan zorunlu karşılık oranları artırıldı. Bu kriterleri tutturamayan bankalar ek menkul kıymet tesisine mecbur olacak. Düne kadar bankalara “KKM hesaplarını artır” baskısı varken şimdide “azalt” talimatı veriyorlar. İktidar yine vatandaşın sırtına yük bindiriyor. Mevduat faizlerinin yükselmesi, banka açısından para toplamanın maliyetinin yükselmesi demektir. Bankaların verdiği hizmetlerin faizleri de bu sebepten dolayı yükselecek. Kısa ve öz olarak krediye ulaşmak bugünkünden çok daha maliyetli hale gelecek. Bu rasyonellik değildir bu akılcı olmayan ekonomi yönetimidir. Merkez Bankası’nın KKM ile ilgili son tebliği, piyasalar kapandıktan sonra açıklanmasına rağmen bu bilgiyi önceden haber alan Amerikan ve İngiliz yatırım fonları seans başlar başlamaz satışa geçti. Yani Amerikan ve İngiliz bankaları tebliği daha önceden öğrendiği için hisseleri boşalttı ve ciddi bir vurgun yaptı. Piyasada birkaç haftadan beri ‘bankalar ucuz, yabancı yatırımcılar banka hisselerinde yüklü alım yapıyor’ haberleri pompalanıp fiyatların yükselmesine neden olundu. Aracı kurumların hemen hepsinin model portföylerinde birkaç bankanın yer alması yerli yatırımcıyı da bankacılık sektörü hisselerine yöneltti. Ucuz kalmış bankacılık sektöründe kimse yüzde 5’lere varan bir düşüş yaşandı. Tebliğ öncesi bankacılık sektöründe milyonlarca lot hissenin satışıyla çöküş başladı. Yasadışı olan İnsider Trading (içeriden bilgi alanların ticareti) yoluyla haksız kazanç sağlama olarak değerlendirilen KKM haberinin sızdırılması yerli ve küçük yatırımcılar büyük bir zarara uğratıldı. Piyasalar kapalıyken bu tebliğin yayınlanacağını kimler sızdırdı? Bakanlık içindeki köstebekler kimler? Devletimizi zarara uğratan bu vatan hainleri kimler? Bu sızdıranlar hakkında neden hala bir soruşturma açılmadı? Borsada haksız kazanç elde edenler neden açıklanmıyor? Şunun da altını çizmekte fayda var. Ekonomi politikaları hata değildir, bilinçli seçilmiş tercihlerdir. Halkımız iktidarın bilinçli tercihleri yüzünden yoksul durumda. Ekonomi yapılan zamlarla, sürekli yön değiştirerek düzelmez. Hukuk devleti üzerinde yükselerek; adaleti yeniden tesis ederek; şeffaf, demokratik ve adil bir yönetimi hâkim kılarak ülke ekonomisi düzelir.” diye konuştu.