Kısaca kendinizi anlatır mısınız?
1982 Adapazarı doğumluyum, ama 4,5 yaşından beri İzmit’te yaşıyorum. Çocukluğum İzmit-Sapanca-Adapazarı üçgeninde geçti diyebilirim. Üniversiteyi İstanbul’da okudum. Haliç Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü mezunuyum. Burslu okudum. Biyoloji ve İşletme yüksek lisanslarım var. GTÜ bünyesinde sürdürmekte olduğum İşletme doktoramın tez aşamasındayım. Üniversitede 7 yıl boyunca araştırma görevlisi olarak çalıştıktan sonra alan değişikliğiyle birlikte görev değişikliğim de oldu. Çeşitli idari görevler sonrasında şuan Kalite Ofisinde görev yapıyorum. İlk romanım Lanetli Ev 2016 yılında yayımlandı. Bugüne kadar korku, korku-komedi, fantastik-komedi ve fantastik-çocuk türlerinde 7 adet romanım yayımlandı. Fantastik-komedi türündeki son kitabım Hasat Cehennem Şube’nin 2021 yılının Ocak ayında okuyucuyla buluşmasının heyecanını yaşıyorum. Muhtemelen ölene kadar da yazma eyleminde ısrarcı olacağım.
Ne kadar zamandır yazıyorsunuz?
Kompozisyon ödevlerini seven uyuz öğrencilerden biriydim desem yeterince açıklayıcı olur herhalde. Yazmak işin kolay kısmı. Herkes bir şeyler karalar. Ama yazdıklarını tanımadığın ve seni hiç tanımayan insanlarla paylaşmaya cesaret etmek, işte asıl zor olan bu. Benim cesaretimi toplamam epey uzun sürdü.
Yazmanızda en büyük etken nedir?
Hayal gücünüz harekete geçtiğinde o enerjiyi bir şekilde boşaltmazsanız yavaş ama istikrarlı bir şekilde içinizi kemirmeye başlıyor. Eğer siz de hayal gücü bir türlü susmayanlardansanız sanatın herhangi bir dalında eser vermek ruh sağlığınız için gerekli. Aslında ilk olarak resim yaparak başladım ama ergenlik döneminde yaptığım resimleri gören annemin “Bu çocuk manyak olacak galiba.” diye içlenmesi üzerine kendimi daha iyi ifade edebilmek için alan değiştirdim ve yazmaya yöneldim. Korku ve fantastik türündeki film, dizi ve kitapları hunharca tüketen bir birey olarak sevdiğim bir alanda katkı sunmayı istemem, anlatacak bolca hikayem olması ve modu düşmüş insanların yüzünde bir gülümseme oluşturmaktan hoşlanmam yazma eylemini sürdürmemdeki en büyük etkenler.
Yazarken çektiğiniz en büyük zorluk nedir peki?
Sessiz bir ortam sağlamak. Ben yazmaya karar verdiğimde sanki hissetmişler gibi komşuların gürültü yapması, patates satan aracın anons yaparak geçmesi, çevre inşaatlarda metal kesmeleri, hatta kuşların bile çatıda tepişmeleri oldukça ilginç doğrusu. Bunun dışında yazmanın bir zorluğu olduğunu düşünmüyorum. Sizi dürtükleyen ilhamınız, anlatacak bir hikayeniz ve kendinizi ifade etmenize yetecek bir kelime dağarcığınız var ise kolaylıkla yazabilirsiniz.
Kitabınız daha çok hangi yaş gruplarında ilgi çekiyor?
Arada sırada ufak tefek küfürleri ağzından kaçıran haylaz karakterleri saymazsak kitaplarımda genel olarak olumsuz etki oluşturabilecek şeyler kullanmıyorum. Bu da geniş bir yaş aralığına olanak tanıyor. 13 yaş ve üzeri rahatlıkla okuyabilir. Çocuk kitaplarım söz konusu olunca tabii ki çok daha dikkatli bir anlatım söz konusu. 7-13 yaş aralığı için uygun bir dil kullanıyorum. Bugüne kadar gerek sosyal medyadan gerekse fuarlarda yüz yüze görüşmelerden edindiğim geribildirim gösteriyor ki okuyucu kitlemi yaşla sınırlandırmak mümkün değil. Her yaştan ama benim kafadan insanlar demek daha doğru 😊
Yazarken ilham aldığınız şey nedir? Bir kişi olabilir bir nesne olabilir. O ilham periniz size ne olunca geliyor?
İlham perim genellikle baş roldeki karakterin kendisi oluyor. Bir anda kafamın içinde beliren bir görüntü ile hayatıma giriş yapıyor. Bu genellikle kitabın ilk veya son sahnesi oluyor. Kafamın içinde arka planda çalışan mekanizmaya çok da hâkim olduğumu söyleyemeyeceğim. İki uçtaki noktalar kafamda belirince arasındaki yolu yürümek yazma sürecinde kendiliğinden gerçekleşiyor. Öyle tasarlayarak üstünde gece gündüz çalışarak yazan bir yazar değilim. Sonunda ortaya çıkan kurgu bana da sürpriz oluyor. Yazmayı düşünmeye harcayacağım zamanı, yazmaya harcamayı tercih ederim. Bir şeyin üstünde fazla düşünmenin kişiyi o eylemden uzaklaştırdığını hatta soğuttuğunu düşünüyorum.
Beğendiğiniz ve kitaplarını okuduğunuz bir yazar var mı?
Henüz okumak istediğim çok kitap ve tanışmak istediğim çok yazar olmasına karşın ilk aklıma gelenler: Stephen King, Stefan Zweig, İstiklal Akarsu, Tess Gerritsen, Moliere, Gabriel Garcia Marquez, Martha Wells, John Wyndham, Daniel Klein, Sergey Lukyanenko, Douglas Adams, Simon Beckett.. Kitap değerlendirmelerim ve okumak istediğim kitaplar listesi için 1000kitap.com platformundan yararlanıyorum. Siteden haberi olmayan kitap kurtlarına da buradan tavsiyem olsun.
Peki yazarlarla görüşme imkânınız oldu mu? Bir araya geldiniz mi hiç?
Hayranlık duyan biri değilimdir. Özellikle bir yazar ile tanışmak ya da bir araya gelmek için bir çaba göstereceğimi sanmıyorum. Ama denk gelirsek neşeli bir sohbete hayır demem.
Konularınızı nasıl seçiyorsunuz?
Daha önce de söylediğim gibi özel bir çaba sarf etmiyorum. Sadece, olağan dışı olayları olağan mekanlarda ve olağan insanlarla işlemeyi seviyorum. Bunu yaparken okurun küçük bir kahkahasını alabilirsem ne mutlu bana.
Peki son olarak buradan okurlarınıza seslenmek isteseniz ne derdiniz?
Başkası olmak için harcadığınız enerjiyi kendiniz olmaya yönlendirin. Olabileceğinizin en iyisi olma yolunda göreceksiniz ki hepimiz farklıyız, hepimiz özeliz ve hepimiz kendi kulvarımızda yalnızız. Hayatın iniş ve çıkışlarını tıpkı kalp atışlarınız gibi doğal kabul edin, derin bir nefes alın ve gülümseyin. Hayatınıza tat katacak yegâne şey sizsiniz.