Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Aslen Trabzon-Çaykara-Koldere (Paçan) köyündenim. Rahmetli anacığım da aslen aynı köydendir ama Erzincan’ın Çayırlı ilçesine bağlı Balıklı (Pülk) köyünde büyümüştür.
1969 Yılında Giresun-Görele’de doğmuşum. Müftü olan babamın görevleri vesilesiyle Giresun’un Espiye ve Şebinkarahisar ilçelerinde bulundum. İlkokulun ilk iki sınıfını Şebinkarahisar’da okudum. Ardından taşındığımız Sakarya-Adapazarı’nda ilkokul tahsilimi tamamladım. 1987 yılında Adapazarı İmam-Hatip Lisesi’ni bitirerek aynı yıl Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne başladım. Öğrencilik yıllarımda aynı zamanda klasik Arapça ve İslamî ilimler tahsili de yaptım.
Fakülteden 1992 yılında mezun oldum. Aynı Üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İslam Hukuku alanında yüksek lisans ve doktoramı tamamladım.
Yüksek lisans tezim “Câhiliye Dönemi Aile Hukuku” ve doktora tezim de “Suriye’de Aile Hukuku Alanındaki Gelişmeler ve Bunlar Üzerinde Osmanlı Tesirleri“dir.
Memuriyete Sarıyer İmam Hatip Lisesi’nde 1992 yılında başladım. Orada çok güzel öğrencilerim oldu ve onlarla çok güzel hatıralar biriktirdik. 1994 yılında Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne intikal ettim. 2012 yılına kadar bu fakültenin İslam Hukuku bölümünde önce araştırma görevlisi daha sonra da Yrd. Doç. Dr. olarak görev yaptım. 2012 yılında Yalova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne Arap Dili ve Belagati Anabilim Dalı Başkanı olarak atandım. Burada bir yıl kadar vazife yaptıktan sonra halen görev yapmakta olduğum Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne intikal ettim ve Hazırlık Sınıfları Koordinatörlüğü ile görevlendirildim. Bu görevimi 2019 yılına kadar sürdürdüm. Halen Marmara İlahiyat Fakültesi bünyesinde eğitim-öğretim yapan “Arapça İlahiyat”
programının koordinatörlüğünü yürütmekteyim.
1994-1995 yıllarında Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla ve 10 ay süreyle Tunus’ta kaldım. 2002 yılında da yine aynı bursla 5 ay Suriye’nin başkenti Dımaşk (Şam)’da bulundum.
Bir miktar Arapça ve İngilizce bilmekteyim.
Evli ve üç çocuk babasıyım.
Yayımlanmış Çalışmalarım:
Namaz Kitabı, Ensar Neşriyat, 2007.
Arapça 400 Cümle (Müşterek), İFAV Yayınları 2020.
https://www.instagram.com/p/CKUk53gpcHu/?igshid=1s75vcmf0sj6h
https://youtu.be/jbuFmbtANRQ
YDS Arapçası Harf-Cerler, Cantaş Yayınları 2020.
https://www.instagram.com/p/CKYGoywJQW2/?igshid=1kcv22ki3up2p
https://youtu.be/bLoPon_LkvA
YDS Arapçası Fonksiyonel Kelimeler, Cantaş Yayınları 2020.
https://www.instagram.com/p/CKYL4M_p6M2/?igshid=mjl9g7kx4qdg
YDS-YÖKDİL-YDT Arapça Anahtar Kitap, Cantaş Yayınları 2020.
https://www.instagram.com/p/CKYUmjbpnwD/?igshid=yz1xgr1hzwai
https://youtu.be/uCxmGvo7skQ
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından çıkarılan İslam Ansiklopedisi’nde (DİA) bazı maddelerin yazarlığını yaptım.
İmam Serahsî’nin “el-Mebsût” adlı ansiklopedik fıkıh kitabını ve Bursalı İsmail Hakkı Hazretlerinin “Rûhu’l-beyân” adlı işârî tefsirini Türkçeye kazandıran heyette yer aldım.
Muhtelif uluslararası toplantılarda Arapçadan Türkçeye ve Türkçeden Arapçaya sözlü (simultane ve ardıl) çeviriler yaptım.
İbn Hacer el -Askalânî’ye nisbet edilen “el-Münebbihât” adlı eserin Türkçe çevirisini gözden geçiren iki kişilik ilmî redaksiyon/tashih heyetinde yer aldım.
Ayrıca Peygamberler tarihine dair birçok Türkçe kitabın redaksiyonunda/tashihinde görev yaptım.
Bu çalışmalarımın yanı sıra yaklaşık 15 yıldır KPDS, YDS, YÖKDİL ve YDT sınavlarına hazırlananlar için kurslar düzenliyorum. Bu kurslara önce İngilizce ile başladım, şimdi Arapça ile devam ediyorum.
ve yaklaşık üç yıldır bu kursları sanal âlemde online olarak sürdürmekteyim.
Daha önce İLİTAM öğrencilerinin Arapça derslerine katkı sağlayacak yardımcı dersler çekmiştim.
Şimdi de “Arapça Deposu” için off-line paket şeklinde sınavlara yönelik dersler hazırladım.
Halen İstanbul-Merdivenköy’de ikamet etmekteyim.
Genel olarak nelerden hoşlanırsınız?
Okumayı, yazmayı ve arzulu bir şekilde dinleyen gruplara ders anlatmayı seviyorum.
Klasik Mûsıkîmizden hoşlanıyorum. Ortaokul ve lisedeyken okulun ilâhî korosundaydım. Bu dönemde güreş ve kung Fu ile de meşgul oldum. Halen de vakit buldukça, hanımı kızdırma pahasına da olsa, spor yapmaya gayret ederek masa tenisi, bisiklet binme, voleybol ve yüzme sporlarını icra ediyorum. Spor yapmak, beden sağlığıma olan katkıları yanında zihnî yorgunluklarımı atıp, kafamı rahatlatma açısından da faydalı oluyor.
Sevdiğim şeylerden birisi seyahat etmek, farklı ülkeler, farklı coğrafyalar, farklı insanlar tanımak ve gördüğüm güzellikleri, farklılıkları
fotoğraflayıp paylaşmak…
Sosyal Mecrâlarla aranız nasıl?
Yakın zamana kadar sosyal mecralarla pek bir alâkam yoktu, diyebilirim. Fakat pandemi sürecinde sosyal mecralara ağırlık verdim ve halen kendime ait YouTube kanalımda canlı dersler ve çoğunluğu Arapçaya dair olan paylaşımlar yapmaktayım.
https://youtube.com/c/Dr%C3%96%C4%9Frt%C3%9CyesiAbdussametBakkalo%C4%9Flu
Aynı şekilde İnstagram
https://instagram.com/abdussametbakkaloglu?igshid=1qisl7wox45i8
ve Facebook üzerinden de paylaşımlar yapıyorum.
https://www.facebook.com/mehmet.bakkaloglu.92
Kısa süre önce Facebook’ta “Arapça YDS-YÖKDİL-YDT” adıyla bir grup da oluşturdum.
Sizin vesilenizle, genelde Arapçaya özelde de sınav Arapçasına ilgi duyanları bu grubumuza davet etmiş olalım:
https://www.facebook.com/groups/664988630782268/?ref=share
Kitaplarınız basıldığında ilk kim ya da kimler okuyor?
İlk olarak kimler okuyor bilmiyorum ama öğrencilerimden ve tanıdıklarımdan okuduğunu ve beğendiğini söyleyenler oluyor.
Yazmaya nasıl karar verdiniz?
Yazma kararı kolay bir karar değil. Zira konuşmak kolay, uçup gidiyor; yazmak zor, zira kalıcı. Yıllarca ders anlatmış bir akademisyen için konuşmak, bir meseleyi sözlü olarak izah etmek zor değildir. Fakat sözlerini kalıcı hale dönüştürmek biraz “gerici” bir iştir. Herhalde bu yüzdendir ki, yazabileceği çokça şeyi olan pek çok kişi gerilmektense, yazmaktan geri durmayı tercih etmektedirler. Ben de derslerdeki uygulamalarımı kitaplaştırarak daha çok kişinin istifade etmesini arzu ettim. Hamdolsun kitaplarımız güzel bir hüsn-ü kabul gördü/görüyor. Birilerine faydalı olduğumuzu görmek bizi ziyadesiyle memnun ve bahtiyar ediyor.
Sevdiğiniz yazarlar kimler? Sevmediğiniz tarz kitaplar var mı?
Kelimeleri ve cümleleri özenerek kullanan yazarlar ve onların eserleri hoşuma gidiyor. Bir de kitaplardaki “görsellik” benim için önemli.
İçerik ve(ya) şekil bakımından “özensiz” kitaplar hoşuma gitmiyor, diyebilirim.
Mesela Kemal Ural’ın “Küçük Şey Yoktur” adlı kitabını elinize aldığınızda, görüntü ve muhteva/içerik, bu eserin bir emek mahsulü olduğunu gösteriyor ve “oku beni” diyor. Yakın zamanda kaybettiğimiz Doğan Cüceloğlu da ardından, muhteva olarak derin ve etkileyici eserler bıraktığını söyleyebilirim.
Son olarak okuyucularınıza ne söylemek istersiniz?
Okumak hassas bir eylemdir; okuyacakları şeyleri, yiyecekleri-içecekleri gibi, iyi seçsinler. Nasıl ki abur-cubur yiyeceklerle midelerini bozmamaları gerekiyorsa, abur-cubur mahiyetindeki özensiz kitaplarla da akıl sağlıklarını ve okuma süreçlerini tehlikeye atmasınlar.
Kitap ilaç gibidir; uzman tavsiyesiyle kullanılmalıdır. Hangi alanda okuma yapılacaksa, o alanda uzman olan bir kişiden yardım almak en isabetli yoldur. Gelişigüzel kitap seçimi, bizleri sağlıksız bilgilerin bombardımanına maruz bırakacaktır.
Ayrıca her kaliteli kitap da her seviyedeki okuyucuya uygun olmaz. Mesela benim sınavlara yönelik kitaplarım, ancak belli bir seviyede Arapça öğrendikten sonra faydalı olabilir. Yeterli seviyesi olmadığı halde bu kitapları alıp çalışmaya girişen kişinin -mazallah-Arapçadan soğuması bile mümkündür. Evet kitap okumak çok güzel bir eylemdir ama o kitap sağlıklı bilgiler içeriyorsa; bizim ilgimize ve seviyemize hitap ediyorsa… Bu şartları taşımayan bir okuma, okuma eyleminin bizim nezdimizdeki câzibesini ortadan kaldırma tehlikesini bile barındırır.
Öyleyse tavsiyemiz; hem iyi hem de seviyeye uygun eserleri iyi okumak…