Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Merhaba efendim. Öncelikle böyle bir imkanı tanıdığınız için sizlere teşekkür etmeyi bir borç bilirim. Tüm şiir sever dostlarıma da sevgi, saygı ve muhabbetlerimi sunarım. Ben öğretmen-şair Mesut SAV. “Yalnız Adam” ve “Mevsim Sonbahar” şiir kitaplarının yazarıyım. Sakarya ili Kaynarca ilçesine bağlı Dudu Köyü’nde dünyaya geldim. İlkokulu birleştirilmiş sınıflı Dudu Köyü Zıngıllar Mahallesi’nde okudum. Ortaokul ve lise öğrenimimi Sakarya Arifiye Öğretmen Okulu’nda tamamladım. Ankara Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü’nden 1999 yılında mezun oldum. Ordu-Akkuş, Sakarya-Hendek gibi ülkemizin değişik yörelerinde çalışma imkanı buldum. Halen Ankara-Mamak Alper Tunga Ortaokulu’nda öğretmenlik görevimi sürdürmekteyim. Evli ve bir çocuk babasıyım.
Gerçek bir hayat hikayesi mi kaleme aldınız. Aldıysanız bunun zorlukları yada kolaylıkları var mı?
Yazarken hiç şüphesiz duygularım ile bilgi birikimim bir noktada buluşuyor ve duygu dolu şiirler ortaya çıkıyor.Şiir severler kitabımda lirik şiirlere çokça rastlayacaklardır. Kitabımın ön sözünde belirttiğim gibi “Bu kitabın içindeki duygu denizinde birlikte yol almaktan kıvanç duyacağım. Zira ben sizleri yazdım, gülerken ağlayan…” demiştim. Şiir severler okuduklarında kendilerinden mutlaka bir parça bulacaklardır. Yaşanmış hikayelerin şiirsel halini de çok seviyorum. Çünkü onlar hayatın ta kendisidir. Toplumcu gerçekçi bir yanım hiç şüphesiz var. Beni derinden etkileyen gerçek hayat hikayeleri, toplumsal, ekonomik, siyasi ve tarihsel olaylar her zaman şiirlerimde yer almaktadır. Toplumsal olaylara duyarlı olmam yazmamı her daim kolaylaştırmıştır. Ülkemi çok seviyorum. Mustafa Kemal Atatürk’ün bize gösterdiği yol olan çağdaş uygarlıkların düzeyine çıkmak, hatta bu düzeyi aşmak ülkem için en büyük temennimdir. Orta gelirli çifti bir ailenin çocuğuyum, özümden ve kültürümden hiçbir zaman kopmadım. Bu topraklarda doğdum, bu toprakların hamuruyla yoğruldum. Kültürümüze bir nebze de olsa katkı sunmak beni mutlu edecektir. Türk şiirinin milli ölçüsü olan hece ölçüsü ile de şiirler yazıyorum. Bu benim Türk kültürüne vefa borcumdur. Ancak şiirlerimde hoyrat bir yanım da yok değil. Halk ağzıyla, konuşur gibi yazmayı seviyorum.
Kitabınız basıldığında ilk kim ya da kimler okudu?
Şiirlerimi kitap haline dönüştürmeden önce dostlarım ile paylaşıyorum. Onlardan gelecek olumlu yada olumsuz tepkiler benim için örneklem oluşturuyor. itap haline dönüştürdüğümde de yine ilk dostlarım ile paylaşıyorum.
Yazmaya nasıl karar verdiniz?
Çok küçük yaşlardan bu yana yazdığımı söyleyemem. Yazmak kolay bir eylem değildir. Belli bir kelime hazinesi ve hiç şüphesiz bilgi birikimi gerektiriyor .Ancak çocukluğumdan beri şiire ve halk müziğine karşı ilgim vardı. Duygusal bir çocuktum, iç sesim sürekli konuşuyordu. Ancak bu sesi yazarak ortaya dökebileceğim konusunda doğrusu bir fikrim yoktu. Askerlik yaptığım 2002 yılında Yusuf HAYALOĞLU ile bir kitapçıda tesadüf eseri karşılaşmam şiire olan ilgimi daha da arttırdı. Eli elime, yüreği yüreğime değmiş olmalı ki yazma isteğim artmaya başladı. Basit düzeyde şiir yazma deneyimlemelerim oluyordu. Tabi ki önceliğim çalışma hayatım olduğu için yazma işi üzerinde çok fazla durmadım. Yaklaşık 10 yıl sonra yazdıklarımı kayıt altına almaya başladım. Ben de bir kitap çıkarmalıyım gibi bir düşüncem hiç olmadı. Üstad Sabahattin Ali’nin dediği gibi ”Kimse ile hiçbir konuda yarış halinde değilim. Bu devasa iddiasızlığın bana verdiği özgürlüğün hastasıyım.” Hissettiğim duyguları oldukça sade bir dil ile anlatıyorum. Hece ölçüsü ile yazdığım şiirleri tabi ki parmak hesabı ile heceleyerek yazmıyorum. Tıpkı beste yapar gibi müzik melodilerinin üstüne yazıyorum. Yazdığım şiirlerin büyük çoğunluğunun esasında iç sesimden gelen bir melodisi vardır. Yazdıklarım büyük ölçüde şiir ile müziğin buluştuğu yerdedir.
Sevdiğiniz yazarlar kimler? Sevmediğiniz tarz kitaplar var mı?
Yusuf HAYALOĞLU en sevdiğim şairlerdendir. Allah gani gani rahmet eylesin. Üstadın şiirlerindeki sade dili, hoyratlığı çok seviyorum. Sabahattin Ali’nin hece ölçüsü ile yazdığı o muazzam şiirler de en beğendiğim şiirlerdir. Nazım Hikmet, Can Yücel, Ahmed Arif, Cemal Süreyya etkilendiğim şairlerdir diyebilirim. Allah hepsine gani gani rahmet eylesin. Ancak doğrudan üstatlar gibi yazmaya çalışıyorum diyemem. Onlardan aldığım feyzi damıtarak kendime özgü yazmaya çalışıyorum. Ayrıca Halk şiirine ve halk müziğine karşı büyük bir ilgim var. Bilim kurgu kitaplarını sevdiğimi söyleyemem.
Son olarak okuyucularınıza ne söylemek istersiniz?
Hepsine sevgi ve saygılarımı gönderiyorum. Bilimin, adaletin, cumhuriyetin, demokrasinin yanından hiçbir zaman uzaklaşmamalarını temenni ediyorum. Daha müreffeh günlere ulaşmak için başta kız çocuklarımız olmak üzere tüm çocuklarımızın iyi eğitim alması gerektiğinin bilincinde olmalarını ve bunun için çabalamalarını diliyorum. Zira kitabımda da belirttiğim gibi” Hiçbir ülke insanlarını harcayacak kadar yoksul olamaz,” olmamalı. Böyle bir imkan sunduğunuz için sizlere de teşekkürü bir borç bilirim. Eksik olmayın lütfen.